Tiroid bezi hastalıkları cerrahisi multidisipliner yönetimi: beş yıllık analiz ile Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi deneyimi
Ahmet Cem Dural1, Cevher Akarsu1, Mustafa Gökhan Ünsal1, Süleyman Büyükaşık1, Muhammet Ferhat Çelik1, Özlem Soyluk Selçukbiricik2, Hürriyet Turgut3, Süleyman Bademler1, Murat Gönenç1, Halil Alış1
1Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Genel Cerrahi Kliniği, İstanbul
2Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Endokrinoloji Kliniği, İstanbul
3Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Patoloji Kliniği, İstanbul
Anahtar Kelimeler: Tiroidektomi, tiroidektomi komplikasyonları, cerrahi branşlaşma
Özet
Amaç: Kliniğimizde tiroid bezi hastalıklarına yönelik beş yıllık cerrahi sonuçlarımızı, son iki yıllık multidisipliner yaklaşım ve branşlaşma eğiliminin getirileri ile birlikte paylaşmayı amaçladık.
Yöntem ve gereç: Ocak 2009 - Kasım 2013 tarihleri arasında tiroid cerrahisi uygulanan olgular retrospektif olarak; demografi, ince iğne aspirasyon biyopsisi, ameliyat, histopatoloji, kontrol laboratuvar değerleri, geçici ve kalıcı morbiditeler yönünden değerlendirildi. Olgular tüm genel cerrahi uzmanları (grup A) ve branşlaşma yöneliminde olan uzmanlar (grup B) tarafından ameliyat edilmelerine göre iki gruba ayrılarak, bu gruplar birbiri ile karşılaştırıldı.
Bulgular: Olguların (n=534) yaş ortalaması 46,6 (14-81) olup, %81,6’sı kadındı. Malignite ön tanılı hasta oranı tüm olgularda %20 (n=107) olup, grup A’da %16,5 iken grup B’de %24,6’ya yükseldiği görüldü (p=0,01). Grup A’da multinoduler guatr için near total tiroidektomi oranı %6 idi (n=32). Multidisipliner yaklaşım ve branşlaşma sonrası tüm olgularda rutin rekürren laringeal sinir diseksiyonu yapıldı. Tüm olgularda geçici semptomatik hipokalsemi oranı %2,6 (n=14), kalıcı hipokalsemi %1,7 (n=9) idi. Geçici ses kısıklığı %2,8 (n=15), kalıcı ses kısıklığı %1,1 (n=6) idi. Kalıcı hipokalsemi ve kalıcı ses kısıklığı grup B’de daha az görüldü (p=0,54 ve p=0,43, sırasıyla). Ameliyat sonrası cerrahi gerektiren kanama oranı tüm olgular için %1,1 (n=6), ameliyat öncesi komplikasyon oranı ise %1,3 (n=7) idi. Takipleri sırasında tamamlayıcı cerrahi gerektiren olgu oranı ise %2,4 (n=13) olup, çoğunluğunu tek taraf cerrahisi sonrası malign histopatoloji saptanmış olgular oluşturmakta idi.
Sonuç: Son iki yılda multidisipliner konsey ve branşlaşma eğilimi ile malignite ön tanılı olgulara yönelik ameliyatların anlamlı oranda arttığı ve olgu profilinin değiştiği görüldü. Geçici ve kalıcı komplikasyonların tüm serimizde literatür seviyesinde olduğu, kalıcı komplikasyonların ise artan tecrübe ile daha da azaldığı görüldü.